TAHKİM SÖZLEŞMESİ VE YAZILI ŞEKİL ŞARTI
Tahkim, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 407 ile 444. maddeleri arasında düzenlenen, kendine özgü bir yargılama usulüdür. Tahkim sözleşmesi ile taraflar, aralarında yapılacak bir tahkim sözleşmesi ile sonrasında çıkabilecek uyuşmazlıkların devlet yargısı karşısında değil de hakemler aracılığıyla çözüme kavuşturulabilmesi konusunda anlaşmaktadır. Zira her ne kadar bazı durumlarda tahkim yargılamasına başvurmak zorunlu kabul edilse de aslolan ihtiyari, yani isteğe bağlı olmasıdır.
Türk hukukunda tahkim sözleşmelerine ilişkin çeşitli düzenlemeler bulunmaktadır. Bunlardan biri olan HMK m.412/1’e göre tahkim sözleşmesi, tarafların, sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş̧ veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmadır. Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun (“MTK”) 4. maddesine göre de tahkim sözleşmesi, tarafların, sözleşmeden kaynaklansın veya kaynaklanmasın aralarında mevcut bir hukukî ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tümünün veya bazılarının tahkim yoluyla çözülmesi konusunda yaptıkları anlaşmadır. Nitekim öğretide de tahkim, kanunun tahkim yoluyla çözümlenmesine izin verdiği konular kapsamında olmak koşuluyla, taraflar arasında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların devlet yargısında çözümlenmesi yerine, hakemler aracılığı ile çözümlenmesi konusunda tarafların anlaşmaları şeklinde tanımlanmaktadır[1].
Tahkime ilişkin şeklî esaslar ise HMK m.412/3’te düzenlenmiştir. Buna göre tahkim sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması şarttır. Yazılı şekil şartının yerine getirilmiş sayılması için HMK şu 4 yolu öngörmüştür: Tahkim sözleşmesi;
- Taraflarca imzalanmış yazılı bir belgeye dayanmalıdır; veya
- Taraflar arasında teati edilen mektup, telgraf, teleks, faks gibi bir iletişim aracı yoluyla yapılmalıdır; veya
- Elektronik ortama geçirilmiş olmalıdır; veya
- Alternatif olarak, dava dilekçesinde yazılı bir tahkim sözleşmesinin varlığının iddia edilmesine davalının verdiği cevap dilekçesinde itiraz edilmemiş olması gerekmektedir.
Yukarıda sayılan 4 halden herhangi birinin geçerli olması halinde, HMK 412 kapsamında şeklen geçerli bir tahkim sözleşmesinin varlığından söz etmek mümkün olacaktır.
TAHKİM SÖZLEŞMESİNİN YAPILMA ŞEKLİ
HMK m.412/2 ve MTK m.4’e göre tahkim sözleşmesi, taraflar arasındaki bir sözleşmeye konulacak bir madde/şart ile veya ayrı bir tahkim sözleşmesi şeklinde yapılabilmektedir. Ayrıca HMK m.412/3’ün son cümlesine göre, asıl sözleşmenin bir parçası hâline getirilmek amacıyla tahkim şartı içeren bir belgeye yollama yapılması hâlinde de tahkim sözleşmesi yapılmış sayılır. Dolayısıyla tahkim sözleşmesinin şu 3 şekilde yapılabileceği söylenebilir:
- Taraflar arasında ayrı bir tahkim sözleşmesi yapılarak.
- Taraf arasında yapılan bir sözleşmeye tahkim şartı/klozu konularak.
- Taraflar arasında yapılan bir sözleşmeye konulacak bir madde ile, tahkim şartı içeren bir belgeye yollama yapılarak.
Ancak her ne şekilde yapılırsa yapılsın, tahkim anlaşmasının esas sözleşmeden bağımsız bir sözleşme olduğu kabul edilmektedir. Başka bir deyişle, tahkim sözleşmesi esas sözleşmeye konulan bir madde ile yapılmış olsa dahi, işbu madde veya maddeler esas sözleşmeden ayrı, bağımsız bir sözleşme olarak kabul görmektedir.
Bu durumun kabulü ise hukuken şu manaya gelmektedir: Esas sözleşmeden bağımsız nitelikte ayrı bir sözleşme niteliğini haiz olan tahkim sözleşmesi, esas sözleşme hukuken geçersiz olsa dahi geçerliliğini korumaktadır. Nitekim HMK m.412/4’e göre, tahkim sözleşmesine karşı, asıl sözleşmenin geçerli olmadığı itirazında bulunulamamaktadır. Bu durum Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/74 E. 2012/82 K. sayılı ilamında şu şekilde ifade edilmiştir:
“Tahkim sözleşmesi esas sözleşmeden bağımsız, ondan ayrı bir anlaşmadır. Tahkim anlaşmasının asıl sözleşmeden ayrılabilirliği, asıl sözleşmede yer alan tahkim klozları için de geçerlidir. Bu sebeple tahkim klozunun geçerliliği, esas sözleşmenin geçerliliğine bağlı değildir. Asıl sözleşmenin geçersiz olması tahkim anlaşmasının geçerliliğini etkilemez. Ya da tersine tahkim anlaşmasının herhangi bir sebeple geçersiz olması asıl sözleşmeyi etkilemez ve onu geçersiz kılmaz.”
Tarafların aralarında yaptıkları tahkim sözleşmesi haricinde hakemlerle de sözleşme yapmaları gerekmektedir. Hakem Sözleşmesi olarak adlandırılan her iki tarafa borç yükleyen bu sözleşmeler hem borçlar hukuku hem de usul hukukuna ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliği, dava konusu alacak miktarı, hakem ücretleri sözleşmede açıkça belirtilir[2].
Stj. Av. Gökhan TÜRKMEN
Kaynakça
LOKMANOĞLU, S. Y. (2020). TÜRK HUKUKUNDA TAHKİM SÖZLEŞMESİNİN KURUCU UNSURLARI VE GEÇERLİLİK ŞARTLARI. TAAD, 347-368.
YILDIRIM, B., & AYDIN, E. N. (2021, Mayıs 28). Tahkim ve Istac Tahkim Usulü Nedir? . MGC Legal: https://www.mgc.com.tr/tahkim-ve-istac-tahkim/ adresinden alındı
[1] LOKMANOĞLU, S. Y. (2020). Türk Hukukunda Tahkim Sözleşmesinin Kurucu Unsurları ve Geçerlilik Şartları. TAAD, 347-368.
[2] YILDIRIM, B., & AYDIN, E. N. (2021, Mayıs 28). Tahkim ve Istac Tahkim Usulü Nedir? . MGC Legal: https://www.mgc.com.tr/tahkim-ve-istac-tahkim/ adresinden alındı